Yaklaşık 4 ay önce ilçemize Silvan İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili görevine yeni bir isim atandı. Okurlarımın ilgisini çekmek istediğim bazı hususlar var.

İlçenin eski kaymakamı Murat Öztürk, Silvan’da yaklaşık bir yıl görev yapmış, bir bürokrat, iyisiyle kötüsüyle birlikte bir yıl geçirmiş olduğumuz süre zarfında yanlış bilgilendirmeler, yanlış uygulamalar neticesinde Silvan belediyesinde işler kötüye gitmişti. Bürokratlar zaman içerisinde iyisiyle kötüsüyle görevlerini yaparlar ve başka yerlere tayin edilirler, yerine bir başka bürokrat gelir görevini layıkıyla yapmaya çalışır. Tabi burada önemli olan husus, halkta nasıl bir iz bıraktığıdır. Çalıştığı süre değil.

Geçen hafta evden çıkıp, gazi caddesinde dolaşırken, aniden bir kalabalık gözüme ilişti, Kalabalığa baktım sonra yaşlı bir amca yanı başımda duruyordu. Yaşlı amcaya dönüp sordum, amcam hayrola bu gelenler ve kalabalık ne diye sorunca? Amca Silvan ilçemize atanan yeni kaymakam, “Devlet Adamı” deyince bende yanlarına yaklaştım, merhabalaşarak gazeteci olduğumu belirttim. Birlikte yürüdük genç kaymakam bir esnaf ziyareti yapalım deyince bende kendisine eşlik ettim. Genç bir beyefendi, tabiri caizse bir İstanbul beyefendisi, güler yüzlü, sempatik biri. Caddeyi dolaşırken tüm esnafla tek tek tokalaşıyor. Çevrede bulunan herkesle selamlaşan, sevinç ve tebessümle yaklaşıyor. İnsanlar da kaymakam bey ilçemize hoş geldiniz, diyerek selamına karşılık veriyorlar. Gazi caddesi üzerinde bir kıraathanede alıyoruz soluğu, kahvehane sahibi çaya buyur ediyor. Bizde hep beraber oturup çay yudumlarken, kahvehanede bulunanlar yeni kaymakama selam verip sohbete katılıyorlar. Herkesin temennisi hizmet, yapılan haksızlıklara son verilmesi, belediye çalışmalarından herkes şikâyetçi, belediye içinde oluşan gruplaşmalara son bulunması temennisi. Kaymakam güler güleç yüzüyle inşallah her şey düzelecek, ben hizmet için buradayım, sizlere de, herkese de eşit şekilde hizmeti sunacağız cümleleri vatandaşın mutlu olmasına yetmişti. Bu arada kendi kendime düşünüyorum.  değişiklik çoğu zaman iyidir diyorum. Tabi bu süre içerisinde halkın maksimum faydası gözetilmeli. Sık sık değişiklikler yapılmasının olumsuz özellikleri de görmezden gelinmemeli. Diye iç geçiriyorum.

Konumuza dönecek olursak, kısa bir sürede çalışmalara başlayan Kaymakam ve Belediye Başkanı Hasan Uğuz, gelen zamlar nedeniyle askıya alınan projelerin hayata geçmesi için kısa sürede tekrar bırakılan yerden devam etmiş. Bu çalışması ilçe halkında bir şeyler yoluna gireceği inancı tekrar canlanmaya başlamıştı. Ta ki yine eski dönemde olduğu gibi birileri ortaya çıkarak, başarılı olan ve yaşlı adamın tabir ile “devlet adamı” olan ve kısa sürede Silvan’da projelerini tekrar hayata geçiren Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Hasan Uğuz’un çalışmaları engellenmek ve siyasi baskı kurmaya çalışıldığı söylentileri ortalıkta dolanıncaya kadar.

Kaymakam Uğuz göreve başlar başlamaz her kesim ile diyalog kurduğu gibi bil hassa fakir fukara vatandaşlara yardımlaşma fonundan odun kömür tahsis etmeye başladı. Tabi bunun yanı sıra maddi imkanı olmayan yaşlı vatandaşlara da maddi yardım da bulunulması talimatı verdi. Aynı şekilde belediye çalışmalarına büyük bir üzen göstererek, yarım kalan Kent Meydanı, İlçe Otogarı, Asfaltlama çalışmalarını başlattı. Hal böyle olunca Kaymakam Uğuz ilçe de kısa süre içinde saygınlık kazanıp kendisini sevdirmesini bildi. Kaymakam Uğuz mahallelerde bazı vatandaşların evlerine gidip ihtiyaçlarını öğrendi. Yaşlılarımızla bire bir ilgilendi. Yaşlı vatandaşlarımızın hayır duasını aldı. Hatta bazı yaşlılar makamına gelip Kaymakam Uğuz'a teşekkür edip kendisine sarıldılar.

Yıllardır Belediye kurumlar içinde en sıkıntılı kurum olagelmiştir. İş huzurunun olmadığı, belediye personeline uygulanan mobbing çok aleni bir düzeye erişmiştir. Bunu üst amirler yaptığı gibi gruplaşmalarla aynı statüdekiler de birbirlerine karşı uygulamaktadır. Herkes birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul iken iş yapanı ise hak getire. Belediyeler halkın hizmete doğrudan erişiminin aracı kurumlarıdır. Rant ve çıkar kurumu değildir. Mevcut durumda bakıldığında ise halkın omuzlarındaki yük haline gelmiş. Bazı birimler anlaşmalı olduğu kurumlarda mal veya hizmet alımı adı altında ilçe dışından firmalarla anlaşma sağlarken neden ilçemizdeki esnaflarımıza iş verilmiyor. İlçeye yeni bir mülki veya idari amir geldiğinde, önce kendi çevresini düşünmeyi bırakıp bu halka hizmet götürme kaygısı taşıdığında neden şaşarız. Veya böyle bir amirle neden kendi menfaatleri çatışan aynı zamanda bu belediyeden hizmet alan çıkar grupları engel olmaya çalışır? Şaşırmamak elde değil.

Bireysel çıkarlar yerine neden kollektif kamu faydası gözetilmiyor? Lüks yaşam tarzınız ve konforunuz, yakacak odunu olmayan bu halktan daha mı değerlidir? Peki lanetlenmesi gereken bu tutumu Silvanlı hemşerilerim neden özümsemiş? Anlaşılır gibi değil.