Ahlâk, bir toplumda bireylerin davranışlarını inceleyen, iyi ve kötü davranışın, doğru ve yanlış davranışın ne olduğunu gösteren değer yargılarıdır. Ahlâk ve etik kuralları olmazsa toplumsal düzen bozulur.

Bu kavram Türkiye’de yakın zamanda sıkça konuşulmaya ve tartışılmaya başlandı. 
Neden mi?

Çünkü her güne yeni bir ahlaki çöküntüyle başlıyoruz da ondan!

Bir toplumda insanlar arasında mahremiyet yoksa, kötü alışkanlıklar artmışsa ve arsızlık hat safhada ise bu ahlâkî yozlaşmanın göstergesidir. 

Ne zaman dejenerasyona uğradı bu ahlâk?

Özellikle günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte sosyal medya kullanım oranı arttı. Sosyal medya uygulamaları birçok kişi tarafından şuursuzca kullanılıyor. 
Sosyal medya, insanların yatak odasında dahi yayın açtıkları, yaptıkları her şeyin her an videosunu çektikleri ve paylaştıkları bir çöplüğe dönüştü. Bu çöplüğü karıştırdığımızda karşımıza çıkan olaylar ilginç olduğu kadar korkunç olabiliyor.


TikTok uygulaması, ülkedeki insanların ahlâk ve zekâ seviyesini resmen ortaya çıkarmış durumda. Eskiden büyüklerimizi, yaşlılarımızı örnek alır, onlardan çekinir saygı duyardık. Şimdi ise eline telefonu alan dedeler, neneler bile bu bataklığa düşmüş. Anne babanın bir ağırlığı vardı, artık onlarda bu mecralarda. Erkek olmaya çalışan kadınlar, kadın olmaya çalışan erkekler. Gözlerimiz o kadar alışıyor ki artık yadırgayamıyoruz. İşte ahlâkî dejenerasyon tam olarak burada başlıyor. Yargılama, kabullenme, normalleştirme ve alışma. Süreç böyle işliyor.


İnternetle bağınızı kestiğinizde bu olaylara tanık olmayacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü bunun bir de TV programı boyutu var. Sabah programları ayrı, akşamı ayrı, dizisi ayrı…


Çocuğunuzla, eşinizle veya anne babanızla oturup izleyeceğiniz kaç dizi, kaç program var? Sayarsak bir elin parmağını geçmez. 

Dizilerin ve programların konuları “şiddet, silahlanma, mafyatik tipler, aldatma, kötü alışkanlıklar, başkasının kocasıyla kaçma, pavyonlar” bunlardan ibaret. 
Toplumsal yaşamın kuralları vardır. Bireyler özgürlüğün dozunu kaçırınca korumaya çalıştığımız gelenekler, örf ve adetler, ahlâkî değerler çürümeye mahkûm olur. 
Özgürlük, her davranışı, her an her yerde yapabilmek değildir.

Her yeni nesil bir öncekini aratıyor. 

Gelecekte umarım çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacak güzel ahlaki bir yanımız kalır.