Yaz günlerinin kavurucu sıcağında, elimize geçen ilk buzlu içeceğe sarılmak artık bir alışkanlık hâline geldi.

Limonatalar, soğuk çaylar, türlü türlü aromalı içecekler…

Ama bu korkunç sıcaklarda içimizi serinletebiliyor mu bu içecekler?

Korkarım ki toplu cevabımız “hayır” olacak.

Hakikaten çok sıcak havalar.

Ve her yıl, “Bilmem son kaç yılın en sıcak ayını yaşıyoruz” gibi resmi ve gayrı resmi sözler duyuyoruz.

Kendi adıma söylemek isterim ki; ben, o sürekli Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasını özlüyorum.

Konuyu, soğuk ve serin içeceklerden uzağa düşürmeyelim.

Evet uzun bir zamandan bu yanadır, coğrafyamızı en çok serinleten, en çok konuşulan içeceğin ne olduğunu biliyor musunuz?

Cevap veriyorum, meşhur Meyan şerbeti.

Nam-ı diğer Ava Susê.

Allah’ım o ne iç ferahlatıcı içecek.

Ben anlatmayayım, hatta anlatamam da.

Sadece içilir.

Diyarbakır sokaklarını gezerken kulağınıza “Meyaaan, Ava Susêêê” diye yankılanan seslerinin ilişmesi bile, serinlik arz ediyor adeta. Bu ses, geçmişin gölgelerinden gelen bir serinlik çağrısıdır.

Meyan şerbeti, adını “meyan kökü” denen bir bitkiden alır. Bu kök, toprağın derinlerinden çekip çıkartılır, yıkanır, kurutulur, dövülür ve ardından suda uzun uzun bekletilir. Ortaya çıkan o koyu renkli, hafif toprak kokulu sıvı, buz gibi servis edildiğinde hem boğazı yumuşatır hem de insanı zaman yolculuğuna çıkarır.

Ama itiraf edelim, meyan şerbeti herkesin ilk yudumda seveceği bir içecek değildir. Tadını bir kere beğenip seveni, bir ömür vazgeçemez. Sevmeyeni ise genellikle

“tozlu topraklı” diye burun kıvırır. Fakat bu özgün lezzetin ardında, halk hekimliğinden gelen ciddi bir miras saklıdır.

Serinleten etkisinin yanında, sağlık konusunda saymakla bitmeyecek faydaları olduğu söylenir-bilinir.

Özellikle mideyi rahatlatıcı ve bağırsak düzenleyici etkisi herkes tarafından konuşula gelen bir durum.

Daha çok Ramazan aylarında sokak başlarında karşılaştığımız Ava Susê, sıcak yaz aylarının da vazgeçilmezidir.

Diyarbakırımızda, Ramazan ve kavurucu yaz sıcaklarında her köşe başında Ava Susê’ye rastlamak mümkünken, Büyük şehirlerdeki modern cafelerde ise ne yazık ki adı bile pek bilinmez hâle geldi. Oysa bu içecek, sadece serinletici değil, aynı zamanda bir kültürün taşıyıcısı, bir hafızanın simgesi.

Bence daha yaz bitmeden, bir değişiklik yapıp gazoz yerine meyan şerbeti denemenin zamanı gelmiştir. Damakta bıraktığı o alışılmadık tat, size sadece bir içecek değil, bir coğrafyanın hikâyesini anlatabilir.

Bazı tatlar sadece damağımızı değil, kalbimizi de serinletir.

Ava Susê gibi.

İçmesi sizden, noşîcan be demesi benden.