Futbol ülkemizde 1890’lı yıllarda oynanmaya başladı. İzmir ve İstanbul’daki İngiliz ve Rumlar tarafından oynandığından kitle sporu olarak algılandı ve yasaklarla karşılaştı. Bu yasakların örneği Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2. Ligi Beyaz Grup'ta mücadele eden Amedspor’un Bursa’da organize linç edilme görüntüleriyle karşı karşıya kaldık. Öncelikle bu kabul edilemez örgütlü linç ve faşizme maruz kalan herkese geçmiş olsun.

1890’lı yıllarda 2. Abdülhamit döneminde Müslüman olan gençlerin kurduğu takımlar ve maçları baskına uğruyor, dağıtılıyordu. İşte futbolun ülkemizde siyaset ile tanışması bu şekilde cereyan eder.

Milliyetçilik akımını güçlendirmek isteyen İttihat ve Terakkiciler İzmir de Altay’ı kurdular ve İstanbul da ise Galatasaray’dan ayrılan Progres kulübünü satın aldılar. Adını değiştirip Altınordu yaptılar ve başkanlığına da Talat Paşa getirildi.

Birinci Dünya Savaşı esnasında Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaraylı futbolcular cepheye giderken Altınordu’lu futbolculara muafiyet kararı çıkartıldı. Oyuncu sıkıntısı çeken bugünün büyük kulüpleri sahaya eksik oyuncu ile çıkarken Altınordu 2 yıl şampiyonluk kazandı.

Türk sporuna yön veren bugünkü Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ilk temelleri olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (1922-1936) yerini Türk Spor Kurumu’na (1936- 1938) devrettiğinde o zamanlar tek parti dönemi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yan kuruluşu gibi çalışıyordu. CHP’nin il örgütü başkanları ve partililer Türk Spor Kurumunda çok etkindiler.

Gece otel önünde kolluk güçlerinin gözü önünde ırkçı tezahüratlarla başlayan ve otele havai fişeklerle devam eden saldırılar, gündüz de durmamış, sahaya tüm yönleri ile yansımıştır. Irkçı slogan ve sözler yetmemiş olacak ki örneğine az rastlanır bir rezillik olarak tribünlerde Kürt sivillerin kaçırılıp katledilmesiyle bilinen Beyaz Toros aracı ile yine JİTEM tetikçilerinden “Yeşil” kod Mahmut Yıldırım’ın fotoğrafları açılmıştır.

Bu ırkçı, kesif faşizm ve nefret iklimi öyle sıradan bir avuç taraftarın planı değildir. Buna yol veren başta Valilik ve Emniyet olmak üzere, maçın oynanmasına izin veren TFF, o suç unsurlarının sahaya taşınmasına izin veren ve sahada dahi önlem almayan tüm görevliler açık şekilde suçludur, suça bulaşmıştır. Hükümet istifa seslerine bir kaşık suda fırtına koparanlar, açık ırkçılık karşısında sus pus olmuşlardır. Dün ‘Çocuklar Ölmesin, Maça da gelebilsinler’ dedikleri için bir takıma ceza yağdıranlar; bugün adeta sınıflandıran, insandışılaştırılan bir tedhiş pratiğinin sergilenmesine tek bir şey diyememektedirler.

Bu nefret iklimi ve hamasî milliyetçi şovenizm mevcut iktidarın ve rejimin can suyudur. Arzuladıkları yegâne ortam budur. Tüm toplumu paramiliterleştirme girişimine asla müsaade edilmemelidir. Herkes iyi bilmelidir ki 90’ların JİTEM artıklarına da onların ağa babalarına da boyun eğen bir gelenekten gelen Kürtler, bugün de kontra yapılara ve Beyaz Toroslara sığınan aczi yete karşı da dimdik ayakta olduklarını gösterdiler.

Kahramanmaraş Merkezli 10 ilimizde yaşanan deprem felaketinde yaşamını yitiren 50 bin canın ölümüyle sonuçlandı. 50 bin canın ölümüyle sonuçlanan deprem felaketin ardından siyasi deprem yaşandı. Ortak aday konusunda anlaşma sağlanmayan 6’lı masa yıkıldı. Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etmeyerek, Türkiye’de seçime sayılı günler kala 6’lı masa dağıldı.

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na çağrı yapan Sancar, "Toplumda güçlü bir değişim isteği var. Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hayırlı olsun, kendisiyle genel merkezimizde konuşmak için ziyaretini bekliyoruz" dedi.