Her sabah çocuklarımızın yüzündeki gülümsemeyle güne başlamak, anne ve babalar için dünyanın en büyük mutluluğu.
Ancak bu gülümsemenin arkasında, görünmeyen ama hayati bir kalkan var: Aşı.
Aşı, yalnızca bir sağlık hizmeti değildir. Bir çocuğun hayatta kalma, sağlıklı büyüme ve geleceğe umutla bakma hakkının en temel güvencesidir.
Ne yazık ki bugün hâlâ bazı aileler, bilgi eksikliği ya da yanlış yönlendirmeler nedeniyle çocuklarını aşılatmaktan çekinebiliyor. Oysaki, aşı yapılmayan her çocuk, ölümcül hastalıklarla baş başa kalma olasılığına daha yakındır.
Aşı, görünmeyen düşmanlara karşı sessiz savaşın en önemli neferidir.
Düşünün, bir zamanlar çocuk felci, kızamık, difteri, boğmaca gibi hastalıklar binlerce çocuğun ölümüne ya da kalıcı şekilde sakat kalmalarına neden oluyordu.
Bugün bu hastalıklar neredeyse hiç görülmüyorsa eğer, bu da aşıların başarısıdır. Her bir aşı, o hastalığın çocuğumuzun kapısını çalmasını engelleyen bir bariyerdir.
Aşı, bağışıklık sistemini eğitir. Vücudu hastalığa karşı hazırlıklı hale getirir.
Üstelik bu koruma sadece bireysel değil, toplumsaldır.
Aşılanmış her çocuk, hastalığın yayılmasını engelleyerek diğer çocukları da korur. Buna “sürü bağışıklığı” denir.
Bu anlamda zaman zaman kendini gösteren “aşı karşıtlığının” hiçbir bilimsel dayanağı yoktur.
Son yıllarda sosyal medyada yayılan asılsız bilgiler, birçok ebeveyni endişeye sevk etti. Ancak bilimsel veriler nettir, “aşılar güvenlidir.”
Yan etkileri son derece nadirdir ve çoğu hafif düzeydedir. Oysa aşıyla önlenebilen hastalıkların sonuçları çok daha ağır olabiliyor. Bunların başında ölüm, beyin hasarı, sağırlık, felç gibi durumlar gelmektedir.
Bir ebeveynin en büyük arzusu çocuğunun sağlıklı olmasıdır. Bu yüzden karar verirken kulaktan dolma bilgiler değil, bilimsel veriler ışığında hareket etmek gerekir.
Her aşı, bir çocuğun hastalanmamasını, acı çekmemesini, hastane odalarında değil okul sıralarında olmasını sağlar. Üstelik aşı sadece bugünü değil, yarını da korur. Aşılanan bir çocuk, ileride kendi çocuklarını da koruyacak bir bağışıklık zincirinin halkası olur.
Unutmamamız gerekir ki, aşılar sadece iğnelerden ibaret değildir.
Onlar, bir annenin yüreğine su serpen, bir babanın içini rahatlatan, bir çocuğun hayatını kurtaran görünmez kahramanlardır.
Çocuklarımıza vereceğimiz en değerli armağan, sağlıklı bir gelecek. Ve bu gelecek, bir sağlık kuruluşunda, küçücük bir iğneyle başlar.