Günaydın Türkiye.

Günaydın sevgili Okurlarım.

Bu iş neye benziyor biliyor musunuz? 5 benzemez ile rest çekmek.

Bilmediler ki karşısındaki ondan daha Kumarbaz, adam halden anlıyor, gözünden anlıyor kulağından almıyor, ses tonundan anlıyor. Anlıyor işte. 5 benzemez ile karşınızdakine rest çekmek için; ondan zengin olmayı gerektirir, ondan daha çok paralı ondan daha çok taraftarlı, ondan daha çok güçlü olmayı gerektirir.

Rest çekiyorsunuz

Hazinesi olana, bankası olana.

Hele elindeki devlet olanaklarını kullanmayı çok iyi bilene, kazanmak için her şey mubahtır diyene karşı çok akıllı almak gerekir.  Kırk yamalı bohça ile birbirini ele güne karşı açıkça eleştiren parçalarla, senden olmaz diyen öğelerle olmaz dostum. Onlarla bir yere varılamayacağını bilmek gerekirdi.

Beş benzemez ile bir yola koyuldum.

Olmaz Dostum. Olmaz. Beş Benzemez ile bir yerlere varılmaz.

Sen aslında kendin olabilseydin.  Sen aslında kendin kalabilseydin, bugünden daha iyi olurdun.  Param yok demiş masadan ayrılmış. Üç beş kuruş bulunca da tekrar o masaya dönmüşten, sana kâr gelmeyeceğini bilmen gerekirdi.

Sana önce benim kadar paran yok. Sen benimle oynayamazsın diyecek. Hatta masadan kalkacak neyse ne denildi bilmem ama tekrar geri dönecek ve senden Cumhurbaşkanı olmaz diyen muhterem, daha sonra tamam sen cumhurbaşkanı adayı ol ama şunu şunu da yardımcın yaparsan geri gelirim diyecek. Bulunmaz Hint kumaşı misali. Sen da gel diyeceksin.

Seni destekleyecek öyle mi?

Hangi yüzle…

Ayrıca

Seçmen bunu anlamadı sanmayın.

Halk bunu yemedi. Bu olay altılı masaya sizin tahmininizden çok fazla itibar kaybettirdi.

Birinci seçimde bu insanlar rakibe de oy veremeyecekleri için, sandığa gitmemeyi tercih etti.

Bu bir.

İkincisi ise;

Bugüne kadar yaptığınız hataların üstüne tuz biber olan;

“İç işleri bakanı olarak seçimden sonra bütün bu göçmenleri kovacağım.”

Beyanattı.

Bir yığın sosyalist, devrimci, sosyal demokrat hatta bir kısım Kürtler bile ürktü, sandığa gitmemeyi tercih etti.

Bence haksız da değillerdi.

Ucuz hesaplar peşinde koşuldu.

İşte kaybetmenin en önemli nedenlerinden bir kaçı…

Nokta koymuyorum.

HDP için de söyleyeceklerim var.

&

 

Kim ne dedi

Mehmet Şimşek "Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönmek dışında seçeneği kalmadı" dedi.

Mehmet Şimşek’in bu cümlesi önceki dönemi irasyonel yani akıl dışı olmakla itham ettiğini göstermiyor mu?

Dahası var;

Son Türkçe twitterında da;

“Bu çerçevede sevgili vatandaşlarımızdan özellikle bir istirhamım var; uygulama ve politikalarımıza ilişkin lütfen benden duymadığınız hiçbir habere ve dolaşıma sokulan hiçbir dedikoduya itibar etmeyiniz. “

Bu laf bu sayın bakanı kaç gün makamında tutar bilemem.

 

                                                  &

 

Türkiye Ne Zaman düzelir?

Üretenlerin yönettiği bir ülkeye ulaştığımız zaman, bu facialar olmayacak.

Fıtrat ve kader.

Yok böyle bir şey, kardeşim.

Adam yüz yıllar önce söylemiş:

"Tetbirde hata, kadere bundandır."

Nokta

&

Şimdi de sıra haftanın öğüdünde

Kirveme öğütler

Kirvem;

Dostoyevski Suç ve Ceza adlı kitabında;

“Bir toplumda; hırsızlar, katiller, serseriler rahat dolaşıyorsa o toplum iyi yönetilmiyordur.” diyor.

Aklını başına topla…

                                        &

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;         

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerinin aynısı/tıpkısı bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, tanıtalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.