Merhabalar, geçen haftaki yazımda çocuklarda sıklıkla görülen davranış bozukluklarını ve bu davranış bozuklukların altında yatan sebeplerden bahsettik.

Bugünkü yazımı da devamı niteliğinde yazıyorum. Bu davranış bozukluklarının bir diğer ve en önemli sebebi ise aile içi şiddet ve geçimsizliktir. Bu saydığımız sebepler arasında en etkili ve genellikle sıklıkla görülen bir durumdur.

Yapılan araştırmalara göre aile içinde geçimsizlik ve şiddet yaşanan çocukların diğer çocuklara göre saldırganlık oranları çok daha yüksektir. Şiddetin bir açıklaması ve savunulur bir tarafı olamaz tabii ki ama yaşanan tartışmalarla ilgili şöyle bir açıklık getirebilirim; her ailede anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları görülebilir bunlarda zaman zaman tartışmalara yol açar. Yalnız mümkün olduğunca bu tartışmaların çocuklardan uzak ve çocukları etkileyemeyeceği bir şekilde yapılmalıdır. Çünkü bu tartışmalardan ve geçimsizliklerden en çok çocuklar etkilenmektedir. Bu da onların okul hayatlarına, arkadaşlık ilişkilerine de yansımaktadır. Çocuk dış dünyayı anne ve babasının gözlüğü aracılığıyla görür. Şiddet olan bir evde büyüyen çocuğun da şiddet uygulayan bir bireye dönüşmesi kaçınılmaz bir sondur. Aslında her aile bir okuldur. Çocuklar da ilk eğitimleri anne ve babalarından alır.

İlk yetişme yerleri orasıdır. Ne kadar belli bir yaşa geldikten sonra eğitilmesi için okullara gönderilse de eğitim ailede başlar. Çocuk onu önemseyen, gereksinimlerine duyarlı davranan, onu ihmalden ve cezalandırıcı yaklaşımdan koruyan bir ortamda büyürse kendi potansiyelini gerçekleştirebilir. Dolayısıyla çocukları eğitirken farkında olarak veya olmayarak çocukları bu şekilde yanlış eğitirsek ileride bu çocuklarda kendi çocuklarına, topluma veyahut ilerde bir yerde eğitimci, idareci olursa kendi hitap ettiği topluluğa aynı şekilde yanlış bir tutum sergilemesine pek şaşırmamak gerekir.

Unutmayalım ki güçlü bir toplum güçlü bir annebaba ile oluşur. Yine karakterinin oturmasında etkisi büyük olan bir diğer durum ise arkadaşlık ilişkileridir. Çocuğun çevresindeki arkadaşlık ilişkileri de karakterinin oturması sürecinde çok büyük önem taşımaktadır. Onlarla vakit geçireceği için bir süre sonra onlarda görülen davranışları uyguladığı görülecektir. Son olarak vereceğim bir diğer örnek ise çocuğun okul başarısını önemsememek bunun için kendisine destek ve yardımda bulunmamaktadır. Okul başarısını önemsemeyen, çocuğun durumu hakkında öğretmeniyle konuşmayıp ilgilenmeyen bir ailenin çocuğunun da buna önem vermediği, önemsemediği görülür. Çünkü arkasında diğer arkadaşlarının ebeveynleri gibi ona destek olan, başarısını önemseyen ve ilgilenen bir ailesi bulunmamaktadır.

Bu durum hâliyle diğer arkadaşlarını çekememe ve kıskanma durumuna da yol açar. Bu saydıklarımız ve bunlar gibi birçok sebepler, çocuklarda uyumsuzluğa ve davranış bozukluklarına yol açmaktadır. Bu saydığımız sebeplerin hiçbiri engellenemeyecek düzeyde değildir. Bunların oluşmasını engelleyip, üstünüze düşen sorumluluğu yerine getirerek çocuğunuza çok daha güzel bir gelecek sunmak aslında tam olarak sizin elinizdedir. Sözlerimi ünlü psikolog M.Scott Peck’ in sözüyle tamamlamak istiyorum: “Bir çocuk için annesi ve babası dünyayı temsil eder. Çocuk, annesi ve babası nasıl davranıyorsa, dünyadaki herkesin de aynı şekilde davranacağını düşünür.”