Siyasilerin derdi seçim, halkın derdi geçim. Gerçekten de öyle. Türkiye'nin son 3-4 yılda geldiği noktaya baktığımızda, hiç de iç açıcı bir tablo ile karşı karşıya olmadığımızı görebiliyoruz. Peş peşe yaşanan seçim ve bunun yarattığı seçim ekonomisi ile seçimi fırsat bilenlerin yağma ve talanı ile bir anda ne olduğunu anlayamadan yaşama dair ne varsa tüm veriler sürekli geriye gitti, gitmeye de devam ediyor.

Dert o kadar çok ki, hangisini sayalım, hangisine bakalım. Sağa bakarsan bin dert, sola bakarsan on bin dert. Sorun ve dert bir-iki olsa dayanalım. Çözüm için üzerimize düşen gayret ve fedakarlığı gösterdik, bundan sonra da gösterelim. Ama be kardeşim hangi dalı tutsak elimizde kalıyor. Öyle veya böyle tüm yük halkın omzuna yükleniyor. İşin asıl sorumluları ise oralı bile olmuyor, kulaklarının üzerine yatıyor.

Şimdi başlıklar halinde sayalım ve bu saydıklarımın detayına girmeyelim. Zaten bu başlıkların karşısına bir değil, iki değil, onlarca sorunu alt alta herkes sıralayabilir. Bunların hiç birini halk bu hale getirmedi, halk böyle olmasını istemedi. Güvendi, inandı oy verdi. Ama karşılığını alamadı. Allah aşkına bu başlıkların hangisinde durum iyi, ya da halk olarak hangisine güvenelim, inanalım, düzeleceğine dair bir umut besleyelim. Hadi ben aklıma gelenleri sayayım, siz içini doldurun:

Ekonomi mi?

Hukuk mu?

Yoksulluk mu?

Yasaklar mı?

Yolsuzluk mu?

Talan mı?

Vurgun mu?

Eğitim mi?

Sağlık mı?

Ülkeye göç mü, ülkeden göçe mi?

Yerli ve yabancı çeteler mi?

Uyuşturucu mu, fuhuş mu?

Bir maaşla geçinemeyen iki-üç işte çalışan mı, iki-üç maaş alıp gözü doymayan mı?

Anayasa mahkemesi mi, Yargıtay mı, yerel mahkeme mi?

İç politika mı, dış politika mı?

Dün söylediklerine mi, bugün söylediklerine mi?

Vallahi yazarken bile içim daraldı. Daha fazla ne kendi, ne de sizin içinizi daraltayım. Arkadaş resmen ülke elden gitmiş, her taraf tarumar olmuş, çalan çalana, yağmalayan yağmalayana. Hazır seçim varken, ‘Ben daha fazla ne kadar çalarım, kesemi ne kadar doldururum’ anlayışı ile bir gözü dönmüşlük hakim her tarafta. 

Ama siyasilerin umrunda bile değil. Sanki ülkeyi biz bu hale getirdik. Onların derdi seçim. Onların derdi daha fazla belediye. Onların derdi daha fazla yandaşa peşkeş.

Sandığın seçmenin önüne geleceği tarih belli, partilerin oy pusulasındaki yerleri de netleşti. Adayların neredeyse tamamı vitrine çıktı. Ama umut var mı derseniz,  yok galiba.

Ben karamsarım. Yapılan memnuniyet anketler büyük çoğunluğunda karamsar olduğunu gösteriyor. Bugünkü durumu yaratan iktidarın halen favori olması, dün aynı masada oturup yemek yiyen, bugün ise birbirlerine demediklerini bırakmayan muhalefette ise, bir damla bile umut yok. Halkın önüne bir alternatif sunulmuyor. Halkta kötünün iyisi diyerek 22 yıldır olduğu gibi yüzünü yine iktidara dönüyor.  Hani meşhur bir söz vardı ya 'Bu muhalefet olduğu sürece iktidar değişmez' diye, galiba bu yerel seçimde de öyle olacak. Çünkü bu yerel seçim, 4 yıl sonra yapılacak seçimlerin de galibini şimdiden ilan edecek.

Bu arada durumunu özetleyen bir veriyi paylaşarak noktayı koyalım. Türkiye'nin en büyük online sağlık platformu  DoktorTakvimi, 2023 yılı sektör verilerini açıkladı. Buna göre, 2023'te en çok doktor randevusu alan üç branş Psikoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Psikiyatri oldu.

Sevgiyle kalın.