Sosyal medya, çağımızın vazgeçilmez bir gerçeğidir ve çocuklar bu dijital dünyanın bir parçası olarak büyümektedir. Sosyal medyanın doğru kullanımı çocukların gelişimine katkı sağlayabilir. Ancak bilinçsiz ve kontrolsüz kullanım ise birçok riski beraberinde getirir.
Bu nedenle hem aileler hem de eğitimciler, çocukların sosyal medya ile olan ilişkisini sağlıklı bir zemine oturtmak için sorumluluk almalıdırlar. Unutulmamalıyız ki çocuklar, geleceğimizin bireyleridir ve onları dijital dünyaya güvenle hazırlamak, hepimizin ortak görevidir.
Teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişiyor ve sosyal medya günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda. Her yaştan birey sosyal medya platformlarında zaman geçiriyor. Ancak son yıllarda, özellikle çocukların da sosyal medya kullanımı ciddi şekilde artış göstermiş ve bu durum uzmanlar tarafından dikkatle izlenmeye başlanmıştır. Sosyal medya, çocuklar üzerinde hem olumlu hem de olumsuz birçok etkiye sahiptir. Bu etkileri anlamak, çocukların dijital dünyada daha sağlıklı bireyler olarak yetişmesi açısından oldukça önemlidir.
Çok nadiren olumlu yönlerine rağmen, sosyal medyanın çocuklar için ciddi riskler taşıdığı da inkar edilmez bir gerçeklik. Bilinçsiz ve denetimsiz kullanım, birçok psikolojik, sosyal ve fiziksel probleme yol açabilir.
Sosyal medya platformlarında sunulan "kusursuz hayat" algısı, çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilir. Takipçi sayısı ve beğeni oranı gibi dijital dünyanın ölçütleri, çocukların özsaygısını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durum da onlarda depresyon, anksiyete ve yalnızlık gibi ruhsal sorunlara zemin hazırlayabilir.
Sosyal medya üzerinden denk gelinen hakaret, alay ve dışlama gibi olumsuz davranışlar, çocukların ruhsal sağlığını derinden etkileyebilir. Ayrıca bu tür olaylar, çocukların okul başarısını da düşürebilir.
Aşırı sosyal medya kullanımı, çocukların dikkat sürelerini olumsuz etkiler. Sürekli ekran başında zaman geçirmek, derslere odaklanmayı zorlaştırır.
Özellikle gece saatlerinde sosyal medya kullanımı, çocukların uyku düzenini bozar. Uykusuzluk, gün içi yorgunluk, halsizlik ve odaklanma sorunları gibi durumlara yol açar. Ayrıca uzun süre hareketsiz kalmak, obezite gibi fiziksel sağlık sorunlarını tetikleyebilir.
Çocuklar, sosyal medya üzerinden kişisel bilgilerini paylaşarak farkında olmadan büyük güvenlik açıkları yaratabilirler. Kimlik hırsızlığı, dolandırıcılık gibi dijital suçlara karşı savunmasız kalabilirler. Bu nedenle, çocuklara mahremiyet bilinci kazandırmak son derece önemlidir.
Bunları düşünmek kaydıyla ailelerin ve eğitimcilerin bu konuda çok hassas olması, devletin buna yönelik yasal çalışmalar yapması gerekiyor.
Yoksa, geleceğimiz olan çocuklarımızı her an için kaybetmekle karşı karşıya kalıyoruz.