Diyarbakır’ın son birkaç yılda özellikle de bu yıl içinde, yerli ve yabancı turistler için önemli bir durak olduğu hepimizin dikkatini çekmiştir eminim.
Sayısız tarihi yapısı ve alanı olan şehrimizin bunca ilgi görmesi hepimizi mutlaka memnun ediyordur.
Etmelidir de.
Mesela bakın, Diyarbakır Müzesi tarihinde en yüksek ziyaretçi sayısına ile kapı açarak bir rekor kırdı. Daha yeni yeni güle güle dediğimiz Ekim ayında 70 bin 20 ziyaretçiye ev sahipliği yaparak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Bu sadece Ekim ayının ziyaretçi sayısıdır, nazar-i dikkatinize celbederim.
Diyarbakır Müzesi, 1934 yılında kurulmuş ve Türkiye’nin en köklü müzelerinden biridir. Uzun yıllar bölge müzesi olarak faaliyet gösterdi. 2015 yılında İçkale’ye taşınmasının sonra dönüşümü başlatmış oldu.
Müze yetkilileri müzeyi, 2020 yılında yalnızca 19 bin 300 kişinin ziyaret ettiğini söylüyor. Ve 2025 yılının sadece Ekim ayındaki sayının bile bunun birkaç katı olması çok kıymetlidir.
Bu konuda kimin eli ve emeği varsa, sağ olsunlar.
Sağ olsunlar ama bunun çok daha ileri düzeye çıkması için herkes çabalamalı.
Bazen ufak dokunuşlarla kendimizi de kentimizi de güzelleştirmek mümkün olabiliyor. Bakın, yıllar içinde Diyarbakır Müzesi’nin bunca fazla ziyaretçi almasının sebeplerinden biri İçkale’nin trafiğe kapalı olması, herkes tarafından güvenli ve olabildiğince temiz bir alan olması çok etkilidir.
Bir turistin kentimize kazandıracağı ekonomik katkının yanında, buradan gittikten sonra anlatıp etkileyeceği insanların sayısının artması da çok kıymetlidir.
Bu konuda kentin tüm dinamikleri ortak hareket etmeli ve her mevsim turizmin canlı kalmasının önünü açacak çalışmaları yürütmelidir.
Bu harika şehrimiz, sadece yaz turizmi ile gündemde kalmamalı. Sonbaharda, derisini yüzen doğasının insana verdiği huzuru da herkesle paylaşmasını sağlamalıyız.
Diyarbakır’da yatak sayısı da otel sayısı da yeteri derecede yüksektir. O konuda da kimsenin tereddüdü olmasın.
Ayrıca, hepimizin başka şehir ve ülkelerde yaşayan bir tanıdığı vardır mutlaka. Bu tanıdıkları şehrimize ziyarete ve tatile gelmeye ikna etmek de kıymetli bir çaba olacaktır.
Zaten bugüne kadar ‘yönetim’ anlamında her gelen bir şeyler ‘götürüp’ koparttı şehrimizden. Ve bunları tamir etmek hem zaman alır hem de tarifsiz bir yorgunluk.
Ama herkesin mutlaka yapacağı bir şey vardır. Olmalıdır.