İYİ Parti Lideri Meral Akşener ile İstanbul BB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Saraçhane’de verdikleri görüntü ile ilgili tartışmalar devam ededursun, aralarındaki siyaseten ilişkinin ‘derin’ olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Sayın Akşener, hazırlattığı seçim afişinde Ekrem İmamoğlu’nun yer alması gündem konusu oldu ve buna bağlı olarak yeni tartışmalar da başladı. İmamoğlu’nun İYİ Parti’ye geçeceği bile tartışılan konular arasında.

Hatırlanacağı üzere Saraçhane’de ikilinin verdiği ‘çak’lı görüntüler ve aralarında geçen diyalogda Ekrem Bey’in ‘Abla’ diye hitap etmesi ikili arasındaki yakınlığın somut tezahürü olarak yorumlanmıştı. Hal böyle olunca süreç, Ekrem Bey’in İYİ Parti’ye daha yakın durduğu veya duracağı anlaşılmaktadır. Geçen yazımızda, hatırlanacaktır, “Ekrem İmamoğlu ‘Adayım Akşener’ Derse Kimse Şaşırmamalı” diye adeta tarihe not düşmüştük. Bu iddianın maddi temele kavuşması elbette zamana bağlı olarak netlik kazanacaktır. 

Bütün olanlara bakılırsa haklı olacağımız ortaya çıkacak gibi; zira İmamoğlu ile CHP arasında makas giderek açılmaktadır ve hatta Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun‘Baba-Oğul Gibiyiz’ şeklinde sürece maya çalması tutmayacak gibi. Çünkü Meclis Grup konuşması yapan Kılıçdaroğlu’nu, Ekrem Bey isteksizce alkışlıyordu; hatta alkışlamak istemiyordu, desek haksızca bir yaklaşım olmaz.

Akşener, anketlerde önde çıkan/çıkarılan Ekrem İmamoğlu’nun aslında siyasetten özgül ağırlığından yararlanmak istiyor. Gözlerini bu ağırlığa dikmiş durumda Meral Hanım. Bu nedenle bununla hem anamuhalefet partisi olmak hem de İmamoğlu’nun arkasında diye düşündüğü oylar nedeniyle CHP üzerinde özel politika oymamaya çalışmaktadır. İlk başlarda CHP bu sinsi yaklaşımın farkında değildi ancak gün geçtikçe CHP bunu anladı ve var gücüyle genel başkanının arkasında durmaya başladı. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, CHP olmasa İmamoğlu’nun hiçbir özgül ağırlığı yoktur.

HDP tutarsızlığı

‘Biz ilkeler partisiyiz’ ‘Duruş Partisiyiz’ diyen HDP, Ekrem İmamoğlu konusunda tutarsızca bir siyaset izlemektedir. İYİ Parti’yi reddeden HDP, onun desteklediği İmamoğlu’nu neden destekliyor?  Hem İYİ Partiyi istemeyeceksin hem onun destek verdiği cumhurbaşkanı adayı için adı geçen kişiyi destekleyeceksin, bu durum duruş ve ilkeli siyasetle ne kadar bağdaşır? Acaba HDP de Ekrem Bey’i ‘Birader’ mi ilan etmek istiyor?

HDP'nin tutuklu eski eş başkanı Selahattin Demirtaş sosyal medya üzerinden, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak verilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na mesaj vermişti geçtiğimiz günlerde.

Demirtaş mesajında, "Bana verilen ceza üst mahkemede, Saray'ın açık talimatıyla 41 günde, Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'ya verilen ceza ise 35 günde onaylandı. Üzgünüm ama sarı öküzü vermeyecektiniz. Yine de geç değil. Şimdi hep birlikte direnme ve hep birlikte kazanma zamanıdır" demiş.

Demirtaş, İmamoğlu’na çağrıda bulunarak medet umuyor. Şimdi birlikte direnmeve kazanma zamanıdır, diyor.

İşte birader mi denecek İmamoğlu’na diye dikkat çekmek istediğimiz nokta budur.  Halbuki Ekrem İmamoğlu’nun Kürt Sorunu ve çözümü konusunda neler düşünüyor? Ne yapmak istiyor, plan veya programı var mı bu konuda? Kamuoyu bu gibi soruların cevabını bilmiyor. Halbuki adı cumhurbaşkanı adaylığı için geçen ve ‘demokratik muhalefet’ diye iddia edildiği tarafı temsil konumunda olan birisinin Türkiye’nin temel sorunu olan Kürt sorunu konusundaki düşüncelerinin olup olmadığını bilmek kamuoyunun en doğal hakkı olduğu gibi bunun açıklanması bir gerekliliktir.

Belki perde arkasında birşeyler söylemiş olabilir ama ne malum yarın öbür gün dediklerine sahip çıkmazsa veya birileriyle paylaştığı düşünceleri inkar ederse ne olacak?

Örneğin Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu’nu  ‘Kazanacak’ aday potansiyelinde görüyor. Meral Hanım ile samimi olan Ekrem Bey, belki de Kürt sorunu konusunda ‘Ablası’ gibi düşünmektedir. Meral Hanım’ın Kürt sorunu konusundaki duruşunu, geçmişini dikkate alarak bazı emareleri yakalamak mümkün. Ekrem Bey’in Kürt sorunu konusunda ablasıyla paralel düşündüğünü hissetmekteyiz. Bu noktada ‘Ablasının bir tanesi’ demek mümkün. İşte tam da bu noktada HDP, açık müzakere yöntemi ile siyaset yapmalıdır, önermesini ortaya atmakta sakınca görmemekteyiz. Cesurca davranmanın zamanı, ödlekçe zaferler elde edilemez.

Saygıyla…