Günaydın Türkiye. Günaydın sevgili okurlarım. Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan, kentin en köklü okullarından biri olan Ali Emiri Ortaokulu için yıkım kararı alınmış duyduğum kadarıyla…

Ancak kararın yalnızca 10 gün önce tebliğ edilmesi ve velilere zamanında bilgi verilmemesi, tepkilere yol açtı.

Hasar tespit çalışmaları kapsamında yapılan incelemede okulun hem A blok hem de B blok kısmının riskli olduğu ve yıkılması gerektiği belirlenmiş. Daha önce yalnızca A blokta sorun olduğu düşünülürken, yapılan son inceleme sonucunda her iki blok için de yıkım kararı çıktmış.

Veliler bilgilendirilmedi, planlama yapılmamış.

Okul yönetimi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından alınan karar, velilere geç bildirilmiş. Çocuklarını yeni eğitim-öğretim dönemine hazırlayan aileler, ani karar karşısında mağdur olduklarını dile getirmişler haliyle..

Veliler, “Yıllardır güçlendirme için başvurduk, hiçbir şey yapılmadı. Şimdi bir anda okul yıkılacak deniliyor. Çocuklarımız ne olacak?” diyerek duruma tepki göstermişler.

Yüzde yüz haklılar.

Öğrenciler başka okula yönlendiriliyormuş.

Alınan bilgiye göre, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün, Ali Emiri Ortaokulu öğrencilerinin İnönü Ortaokulu’na nakledilecek ve okulun sabah-öğlen dönüşümlü yani 21. Yüz yılda ikili eğitim yapılacakmış. Bu bina bu şekilde kullanılacakmış. Buna göre İnönü Ortaokulu sabahçı, Ali Emiri öğrencileri ise öğlenci olacakmış. Ancak veliler bu düzenlemenin de öğrencilerin eğitimini olumsuz etkileyeceğini savunuyorlarmış.

Çok doğru…

Böyle korsan okullaşma olur mu hiç.

Bu daha okullar kapanmadan önce planlanmalı, velilere duyurulmalıydı ki insanlar ne yapacaklarını bilmeliydiler.

Ayrıca teknolojinin bunca geliştiği 21. yüzyılda bu son çareyi düşünmek ne kadar doğru.

Ali Emiri Ortaokulu bir anlamda Diyarbekirimizin hafızasıdır. Bu karar Diyarbekir hafızasına vurulmuş kaba anlamıyla bir kazmadır. Kazmaca bir düşünce biçimidir.

Biz seksenli yaşlardaki Diyarbekirliler o okulda okuduk. Ali Emiri Ortaokulu hafızalarımıza kazındı adeta, tıpkı Ziya Gökalp Lisesi gibi…

Yapmayın, yıkmayın, yazıktır, günahtır. Anılarımızı karartmaktır. Geçmişimizi silmektir bir anlamda.

Bunun başka bir yolu olmalı sayın etkili ve yetkililer.

&

Kirveme öğütler

Kirvem Üstün Dökmen Diyor ki

“Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayınız. Zira o zaten size benzeyecektir. Kendinizi terbiye edin yeter.”

&

Basından;

Ne gariptir, TERÖRSÜZ TÜRKİYE çabalanırken;

Haziran ayında tahliye olması gerekirken, tahliyesi ertelenen 30 yıllık tutsak Mehmet Durak Karak’ın oğlu yaşamını yitirdi. Karak’in cenazeye katılmasına izin verilmedi, getirildiği taziyede ise elleri kelepçe ile bekletildi.

Dilerim bu haber doğru değil.

&

BİR ŞEY SÖYLEYEYİM Mİ?

Olan bitenlerin hiçbiri yalnız benim senin ya da onun meselesi değil. Türkiye'de olup bitenlerin tümü Türkiye'nin meselesidir Türkiye insanlarının meselesidir.

Bugün Bana, Yarın Sana.

Kulak verdiğim sözler

Romanın en ünlü hukukçusu, devlet adamı Çicero;

“Tarihte çöken ülkeler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökmüştür.” diyor.

&

Gelelim “Dilimde tüy bitinceye kadar” yazacaklarıma;

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.