Cumartesi günü, 20 Ağustos’ta Derik’te katliam gibi kazada yaşamını yitiren vatandaşlarımız için dini vecibeler kapsamında Mevlid-i Şerif okutuldu. Devletin himayesinde düzenlenen mevlide Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katılarak taziyelerini iletti.

Kazanın olduğu günden bu yana Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Fatma Öncü de Derik’e gelerek süreci yakından takip etti. Yine AK Parti Mardin Milletvekili İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Cengiz Demirkaya, Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, AK Parti İl başkanı Faruk Kılıç, Derik İlçe Başkanı Süleyman Karahan, Derik Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Evren Çakır, Mardin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve birçok STK heyet ve temsilcilik düzeyinde vahim kazayı takip etti, acıları paylaştı. Bunun yanı sıra muhalefet partileri de kazayı ve devamındaki süreci izledi, acıları paylaştı.

Kısaca kazanın olduğu günden bu yana Derik halkı ile iktidarıyla,  muhalefetiyle dayanışma içerisinde oldu. En önemlisi devleti Derik’teydi, Deriklilerle birlikteydi. Özlenen devlet budur, olması gereken devlet de budur. Devlet kazalarda Gaziantepli ve Derikli oldu, olmalıdır da. Kısaca devlet bu konuda istismara açık bırakmadı, bırakamaz da.

Şimdi devletin yapması gereken katliamvari kazalarda suçu, kusuru olanları adalet önüne çıkarmak, hukuk sürecinde de boşluk bırakmayarak istismarcılara fırsat vermemektir. Bunu, Gaziantepliler de, Derikliler de hatta bütün Türkiye istiyor ve bekliyor.

Derikliler Neden Az Katılım Sağladı?

Cumartesi günü (27 Ağustos) verilen mevlide gözlemlerimize göre Derikliler az katılım sağladı. Belediye binasının bahçesinde kusursuz bir organizasyonla yaşamını yitiren vatandaşlarımız için mevlit yemeği verildi. Önce merhum kaymakam Muhammed Fatih Safitürk Camii’nde Diyanet İşleri Başkanı  Ali Erbaş’ın katıldığı ve TRT Kürdi’de canlı yayınlanan mevlid okutuldu.

Başta Artuklu SHM olmak üzere Mardin’deki SHM’lerin tamamı olmak üzere mevlide daha doğrusu Kızıltepeliler, Nusaybinliler, Midyatlılar, Savurlular, Ömerlililer, Yeşilliler, Mazıdağlılar katıldılar ama ev sahibi Deriklilerin az sayıda katılım gösterdikleri gözlemlendi. Bunun sebebi neydi acaba?

Mevlit okunmaya başladıktan sonra Derik çarşısını hızlı bir şekilde turladık. Esnaflar dükkanlarının başında, diğer vatandaşlar kıraathanelerde oturmuş sosyal anlamda vakit geçiriyorlardı. Çarşıda insan çok azdı. Genelde evde oturmayı tercih etmişlerdi. Tabi kolay değil, kaza-katliamın üzerinde bir hafta geçmişti. Acılar taze ve hala herkes üzgün! Haklılar…

Ama az katılımın sebebi siyasi ise yapılan yanlış. Kazanın ta başında devleti yönetenler eğer, yanlışlar silsilesinin içerisine girseydi elbette tepki, yasal ve demokratik yollarla gösterilebilir, o zaman meşru bir anlamı olurdu tepkinin. Dediğimiz gibi işin başından bu yana hiç boşluk oluşmayacak biçimde gerekenler yapılmış ve yapılmaya devam ediyor.

Birkaç Derikliye sorduk, kazada bir kasıt ihtimali var mı? Verdikleri bilgi özetle şu:

“Adı üzerinde bir kaza. Zaten kazalar bir dizi ihmal ve hata sonucu meydana geliyor. Derik-Mazıdağı yolunda kötü ve sert bir iniş var, bu, yıllardır böyle. Bu inişin eğimi düşürülmeliydi. Kamyon sürücüleri de bu kazada ihmal sahibi. Bir defa 20 ton yük taşıyabilen kamyonlarını tıra çevirmek suretiyle 30 ton yük yüklemişlerdir. Kazanın asıl neden bu. Ama yine de ihmalkarlıkta pay sahibi olanlar adalete hesap vermelidir.”

Evet Derikliler hala üzgün, Türkiye üzgün. Devlet, maddi ve manevi açıdan yaşamını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine destek olmalı. Verilen sözler lafta kalmamalı. Derik’te gördüğüm devlet sözünü tutar, inancını taşımaktayım. Derik’te halk-devlet dayanışması tüm Türkiye’ye örnek olmalı.

Saygıyla…