Kenetlenme lafını çok severim. Birlikteliğin ve ittifakın en kısa tanımı. Toplum olarak çoğunlukla ihtiyaç duyduğumuz bir söylem.
Herkesin kendisine göre bir siyasal düşüncesi, dini inancı ve sosyal duruşu vardır. Birbirinin özgürlük alanlarına karışmadan ve işgale kalkmadan farklılıkların bir arada yaşamasının bu dünyadaki ‘Cennet’ olduğunu yorumlamak yanlış olmaz bence.
Herkes kendi dini inancının ritüellerini gerçekleştirmek için farklı mabetlere gidebilir.
Siyasal düşüncesinin dağılması ve muktedir olması için çaba sarf edebilir.
Sosyal hayatını istediği şekilde yaşamak adına hareket edebilir.
Birbirine uzak ve yabancı birçok duruş ve düşünce bir amaç uğruna buluşabiliyorsa, bu hem önemli bir durumdur hem de konunun ehemmiyetini ortaya koyar.
Diyarbekir’de kimin kapısını çalsanız ve kimin ağzını arasanız herkesin ittifaken üzerinde durduğu konu “Uyuşturucu ve Fuhuş” konusudur.
Bir toplumu ve o toplumun geleceğini çürüten en önemli konuların başında geliyor bu iki illet. Ve toplumun hepsi de bu konuda hemfikir ve şikayetçi.
Ama “karanlığa küfür etmektense bir mum yakmak gerek” diyen bilge, yine doğrusunu söylemiş.
Gazeteci arkadaşım Güneş Ocağa ile birkaç gündür bu “uyuşturucu ve fuhuş” konusunda çalışma yapıyoruz. Çok önemli bir dosya halinde gazetemizde yayınlandı.
ŞİYAR BE Platformu’nun bu yaz ayında başlattığı ve farkındalık yaratma amaçlı yürüyüşler ile başlayan “uyuşturucu ve fuhuşa” karşı uyanık olma amacı, amacına ulaşmak için hızlı adımlarla yürüyüşüne devam ediyor.
Bu anlamda, toplumun neredeyse tüm kesimlerinin temsilcilerinden ve konu ile alakalı kurumlardan aldığımız bilgiler, bu illeti durdurmak ve yaraları sarmak adına herkes elini taşın altına koyup sahaya inmiş durumda.
Normal zamanlarda yan yana gelmeleri zor görünen siyasi partiler, bu önemli konu nedeniyle fikir ve eylem birliği içinde olduklarını ifade ettiler.
Bu ifade bile, kararlılığın ne kadar kıymetli olduğunu göstermek açısından önemli.
Görüştüğümüz tüm partiler, Diyarbekir’i sokak sokak, ev ev dolaşarak bu konuda halkın bilgilendirilmesi çalışmalarına başladıklarını söylediler.
Farkındalık yaratmak ve bu işin zararları konusunda büyük yükün düştüğü ailelerle toplantılar ve özel görüşmeler yapılıyor.
Merkezi alanlarda halk toplantıları şeklinde, konu masaya yatırılıp, uzmanlar tarafından zarar ve sonuçları hakkında önemli bilgiler sunuluyor.
Bu illetin gelişimi sağlayan bölgelerdeki metruk yapıların hızla yıkılıp temizlenmesi işi birçok noktada yapılıyor.
Gençlerin sosyal ve politik hayattan uzak tutulması maksadıyla ‘gizli bir elin’ devrede olduğuna dair çok sık ifadeler duyuyoruz.
Bunun tespiti zor ama buna inanmayanların sayısı da oldukça az.
O yüzden gençlerin sosyal zamanlarını geçireceği alanların hızla hayata geçirilmesi çalışmalarının yapılmasının meyvelerinin bir önce alınması çok önemli.
“Uyuşturucu ve fuhuş” nasıl bir sistematiklikle toplumun içine yerleştirildiğinin farkında olup bunun önünün kesilmesi için devletin kurumları başta olmak üzere herkesin olağanüstü çaba içinde olması şarttır.
Uyuşturucu kullanımı ile birlikte bu işin ticaretinin yapılması da fazlasıyla dikkat çekici bir durum.
Görüşmelerde çok sık duyduğumuz iki konu şu oldu;
- Bu sorun sadece ‘emniyet’ tedbirleri ile çözülecek bir şey değil.
- Sosyal medya ve dizilerin bu konuları ziyadesi ile cazip hale getirdiği.
Haklılar.
Normalde hiçbir iş yapmayan ama ortalama ve üzerinde bir yaşam süren kişilerin varlığı dikkat ve ilgi çeker. Bu durum “Demek ki çalışmadan da iyi bir yaşam sürülebilir” gibi bir düşüncenin ortaya çıkmasına neden olur. E bunun yolu ve yordamının ne olduğu araştırılır ve “uyuşturucu-fuhuşun” bunu sağladığı görülür. Ekonomik ve sosyal boşluk yaşayan insanlar d abu yola rahatlıkla girebilir.
Dolayısıyla ailelerin, “sosyal medya ve kimi dizilerin” izlenip kullanılması konusunda da çokça dikkat etmesi gerekiyor.
Diyarbekir, uzun bir aradan sonra ilk defa önemli bir konu hakkında ittifak edip kenetleniyor. Görüşü alınan hiç kimse “bana ne” demedi.
Herkes, bu illetin toplumun kana yarası olduğunu ve her an onları da etkileyebileceğinin farkında. O yüzden herkes müdahil.
Evet, gençlerimizi kurtarmak ve korumak için,
Geleceğimizin karanlığa gömülmemesi için,
Zehir gibi bir hayatı yaşamamak için,
Hepimiz el ve gönül birliği ile bu illete karşı savaşalım.
Vazgeçmeden
Ertelemeden
Üşenmeden…