Son yıllarda pek çok tanışma uygulaması, Türkiye’de özellikle genç kuşak arasında hızlıca yaygınlaştı.
Uygulamayı indirip kayıt olduktan sonra bulunduğun ülke veya şehire göre otomatik olarak eşleşme sağlanıyor.
Bir bakıma bu uygulamalar, yeni insanlarla tanışmayı kolaylaştırıyor; sosyal çevresi sınırlı olan, iş veya okul temposunda yeni arkadaşlıklar kurmakta zorlanan gençlere yepyeni bir alan açıyor.
Artık bir kahve içmek, sohbet etmek ya da ortak ilgi alanlarında buluşmak için tek gereken birkaç parmak hareketi.
Öyle ki, bu durum sosyal medyanın parçası haline gelmiş durumda.
Dün Instagram Reels’da gezinirken hayretle karşılaştığım o anı gördüğümde bu parçanın ne kadar normalleştiğini gördüm.
Evet, uygulamadan tanışan biriyle ilk buluşmasını vlog çekerek paylaşmıştı.
Bazen bu tür uygulamalar farklılığa ihtiyacı doğursa da…
Ancak işin diğer tarafı da var.
“Tanımadığın birine güvenilir mi?”, “İlk buluşmada başına bir şey gelir mi?” gibi sorular, özellikle bu kültüre alışkın olmayanlar için ciddi kaygı kaynağı. Türkiye’de hâlâ birçok genç, aile yapısının etkisiyle, yabancılarla “date” fikrine mesafeli yaklaşabiliyor.
Normalleşen bu buluşmalar, bazıları için özgürleşmenin sembolü olurken, kimileri içinse hızlı tüketilen, yüzeysel ilişkilerden ibaret görünebiliyor.
Belki de mesele tam da burada düğümleniyor.
Uygulamaların sunduğu özgürlük, aynı zamanda güvenlik ve samimiyet sınavından geçmek zorunda.
Her şeyin dijitalleştiği bir çağda tanışmaların da ekrana taşınması kaçınılmazdı.
Ama bu yeni sosyalleşme biçiminin sağlıklı mı, yoksa daha yüzeysel mi olduğuna karar vermek için biraz da bireylerin beklentilerine, deneyimlerine ve güvenlik hassasiyetlerine bakmak gerekiyor.
Kısacası, kimine göre tanışma uygulamaları sosyal çevreyi genişletmenin modern bir yolu; kimine göre ise samimiyetin hızla erozyona uğradığı, güven duygusunu zorlayan bir mecra.
Belki de bu uygulamaları ne tamamen yüceltmek ne de toptan reddetmek gerek. Doğru sınırlar ve bilinçli bir yaklaşım ile, yeni kuşağın sosyal hayatının kaçınılmaz bir parçası olarak hayatımızda yerini alacak gibi görünüyor.