2023 Haziran seçimlerine yol alınırken ve giderek bu yıl kısalırken siyaset arenası gün geçtikçe daha da ısınmakta hatta siyasi söylem liderler ve aktörler arasında kızışmaktadır. İktidar olan Cumhur İttifakı muhalefete özellikle aday belirsizliği konusunda yüklenmekte; Millet İttifakı, Altılı Masa bileşenleri olarak özellikle iktidarın yıprandığı ekonomi ve güncel iç politika gelişmeleri çerçevesinde rakibini köşeye sıkıştırma gayreti içerisindedir.

Aslında iktidarın ekonomi konusunda yıprandığı bir vakıa. Bunun somut görüngüsü hayat pahalılığında görülmektedir. Özellikle dayanıksız tüketim maddeleri olarak bilinen gıda fiyatlarının her gün artış eğilimini göstermesi muhalefet açısından büyük bir avantaj, iktidar içinse elbette ki bir dezavantaj. Fakat iktidarın liderlik sorunu yoktur ama muhalefetin nur topu gibi bir liderlik sorunu vardır. Liderlik sorunu olmayan iktidar seçim çalışmalarını giderek hızlandırmakta, meydanlar seçim atmosferi nedeniyle giderek ısınmakta iken lider çıkarılması beklenen Altılı Masanın ise kişisel liderlik kaygıları nedeniyle oluşan tartışmalar sonucu tansiyonu yükselmektedir gün geçtikçe.

Altılı Masa bileşenlerinden sadece ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu net. Kılıçdaroğlu aday olma yönünde hemen her cümleyi belirgin bir şekilde ortaya koydu. Katıldığı her programda, adaylık konusunda gelen sorulara aday olmak istediğini net cümlelerle ifade etti. Buna karşılık ona destek olması gereken kişiler adaylığı ile ilgili net bir tutum ortaya koymadılar. Bunların başında müttefiki İYİ Parti Lideri Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş gelmektedir. Her üç siyasi aktör de bugüne kadar Kemal Bey’e net bir destek vermiş değiller. Daha bugün bile (12 Aralık) Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı sorusuna yarım ağızla 'Günün sonunda kararı 6'lı masa verir.' diyerek kendisi için kapıları açık bıraktı. İmamoğlu, 'Bu saatten sonra bu seçimi iktidar kazanamaz, muhalefet kaybeder." Şeklindeki açıklamasıyla kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yapan genel başkanına ‘amalı’ göndermeye devam etti.

Muhalefetin Aday Adayları Yıprandı

Muhalefet cephesinde potansiyel aday konumunda olan hemen hemen her aktör yıpranmaktan kurtulamadı.

Hatırlayalım, daha önce ‘Biz adayımızı açıklamayacağız, çünkü açıklanırsa onu yıpratacaklar’ dediler. Bugüne kadar hem aday açıklanmadı hem de ‘kafada olan’ aday adaylarının tamamı önemli oranda yıprandı. Hele Meral Hanım ta baştan ben ‘Cumhurbaşkanı adayı değilim, başbakanlığa talibim’ dedi ve oyunun dışına kendisini bıraktı. Belki amacı kendini yıpratmamaktı ancak bu açıklamayla kendini etkisiz hale getirdi Sayın Akşener. Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da adayının hep Abdullah Gül olduğunu belirtti ve o da bu yaklaşımla masadaki bulanıklığa deyim yerindeyse tuz-biber oluverdi.

Muhalefet bir dönem de ‘Daha seçime çok var, zamanı gelince açıklarız’ deyi verdi. Şimdi süreç giderek daralmakta ve hala ortada bir aday yok. Rakipleri Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuya istinaden ‘Her halde seçim kuruluna son günde mecburi olarak bir isim verecekler’ açıklamasında bulundu ki, bu açıklama siyaseten bir darbeydi bize göre.

Muhalefetin aday çıkarmaması her açıdan iktidara yaramaktadır. Bu süre kapsamında iktidar hem seçim çalışmalarını gün geçtikçe yoğunlaştırmakta hem de ekonomi konusundaki sıkıntılarının giderilmesi için yoğun bir çaba içerisine girmiş bulunmaktadır. İktidar, muhalefetin aday belirsizliğini kendine bir bir avantaja dönüştürme gayreti içerisindedir ve bir mesafe de kat etmiş gözüküyor. Halkta ilk başlardaki ‘keskin’ tepki savuşturulmuş görünüyor. İktidar sürekli çalışan kesimin aylıklarına artış yapmakta, enflasyona ezdirmeme konusunda bir kararlılık ortaya koyma çabasındadır.

Altılı Masa’nın başta CHP olmak üzere diğer bileşenler de HDP konusunda net tutuma sahip değiller. Yüzde 10’luk bir siyasi güce sahip HDP (PKK ile iltisaki konusunda) Altılı Masa’da kendine meşru bir koltuk bulamadı; ama masadan da kovulmadı. Bu ucube masanın derdi şu veya bu şekilde HDP’nin oylarını arkasına almaktır. Bu belirsizlik HDP kurmaylarını  hem sinirlendirmekte hem de belirsizliğe itmektedir. Kendilerine ‘Kilit Parti’ deniyor ama bu parti hangi kapıyı açacak konusunda kendisine siyasi bir rol verilmiş değil hali hazırda.

Muhalefet kaybederse siyasi bulanıklık nedeniyle kaybedecek ama iktidar tekrar kazanırsa siyasi netlik avantajının getirisiyle kazanacak.

Saygıyla…