2025’in aşırı sıcak ve kurak yazı hem erken başladı hem de o denli uzun ve şiddetli sürdü ki tarifi hayli zor. Hani sıcaktan terlemeye alışkındık da, yakıcılığın bu denlisine değil elbette!

O sebeple bizim buralarda adına “pışo” denen ve soluk alıp verme esintisinde bile uçup kaçarak yer değiştiren rüzgarla dağılan yersiz-yurtsuz bitki artığı kaçak çiçeği görünce “Hah tamam işte pışo da geldi, demek ki sonbaharın eli kulağında” deriz.

Pışolar geldi de sıcaklar yazı aratmıyor. Aratmayacak tabii ki, daha yapacağı edeceği var sanki!

Daha sararmış güz yapraklarının sokaklara dağılacağı günler gelecek. Yeşilden sarıya evirilen güz hüznü çökecek. Güz hüznü çökecek de, yaz inadına "ben hâla buradayım işte" diyecek / diyor da.

Yaz, "Daha işim var" diyor yüzü hâla güneşe dönük Kürt coğrafyasının Diyarbekir şehrinde.

"Bir zamanlar deve heybesinde taşınan karpuzlara merhaba demediniz ki daha!" diyor sanki yazdan kalma günler. Bir de üzümleri olgunlaştıran "koruk sıcakları" var daha.

Coğrafyanın, dokunduğunuzda ellerinizi zamk gibi birbirine yapıştıran "şire üzümleri" de pişecek.

Üzümler pişecek, olgunlaşacak ki bağbozumunda kazanlar kurulup Tizyan pekmezleri, Lice'nin kef sucukları, Eğil'in bastıkları yapılsın. İncir de gelecek, Çermik'in bardak incirleri peşleri sıra.

Eylül sahi sizce sadece yukarıda saydıklarım mı? Değil elbette. Bunlar mevsimin öncülleri. Devamı da var.

Güneşin görüş açısında iplere dizili patlıcan, biber kurutmaları. Domates, biber salçaları. Zahire tedariki, kavurma pastırma yapımı ve daha bir çok iş. Gerçi bunların bir bölümü artık çok az kalan nostalji düşkününün dünyasına hapis kaldı ya! Yine de dillenmesi elzem.

Asıl eylülle gelen bir de günlü anımsananlar var.

Mesela eylülün 1’i; hani günler öncesinden hazırlığı yapılıp “illa ki barış / azadî” diye meydanlara dökülme hali.

Yetmiş yıl evvel Eylülün 6-7’sinde Rum tebaya reva görülen toplu linç günlerinin hafızada bıraktığı izin henüz yüzleşilmemiş hâli!

Ve eylülün 12’si; onikiden vurulmuş gibi 45 yıldır süregelen zulmün sadece insanın bedeninde değil hafızasında da bıraktığı bir felaket kasırgası hâli!

Deşersek, Eylüle dair daha çok şey çıkar da! Burda kalsın sanki!

E, güz sadece Eylül mü ki! Diyenleriniz olacak eminim. Bunun ekimi ve kasımı da var elbette. Valla bana eylülü bu kadarla yazmak yetti… Sonrasına bakarız artık…

Eylül 2025 Diyarbekir