Ortadoğu toplumu için kullanılabilecek önemli sözlerden biri de bu olsa gerek.

Bir taraf “ne alakası var kardeşim” diye tepki gösterecek.

Başka bir taraf da “yakarım samanlığı bulurum iğneyi” diye itiraz edecek.

‘Taraf’ olmak gayet makul ve medeni bir durum. Özellikle de politik durum ve sorunlar karşısında.

Yani insan bir şeyin tarafı olur, sever ve daha güzelleşmesi için çabalar. Bu çaba dünyayı güzelleştirmeyi de beraberinde getirebilir.

Getirmelidir de.

Ama ‘taraftar’ olmak, beraberinde her an tehlike çanlarının çalmasını da getirebilir bir durum.

Bu durum da beraberinde genellikle hep bir gereksiz tartışmayı ve saçma-sapan bir kaosu getirir.

Herhangi bir ‘şeye’ tarafsınızdır ve makul ölçülerde savunursunuz, karşı tarafı da medeni ölçülerde dinlersiniz buluşabilecek bir ortak payda varsa buluşursunuz.

Yoksa ortaklaşacak bir durum o zaman da vedalaşıp gidersiniz.

Hepi topu bu.

Ama Ortadoğu böyle mi?

Elbette ki değil.

Herkes ‘taraftarı’ olduğu duruşun gözü kara ve kapalı ‘militanı’ gibi davranır.

En iyisi odur, en makulü odur, herkes onu dinlemeli ve ona göre hareket etmeli.

Ve en nihayetinde her kes onun gibi düşünmeli gibi bir sonuca kadar da gelebiliyor.

Bu gibi insanların oluşturduğu coğrafyalarda, herkesin cebinde bir ‘kahraman’ ve ‘hain’ etiketi vardır. Dilediklerinin alnına yapıştırıveriyorlar.

Maazallah!

Aile içi yaşamda, politik duruşlarda, dini yaklaşımlarda, duygusal ilişkilerde, ticari konularda ve bir bütün yaşamlarında ‘bağnazlık’ had safhada.

Bunun farkında olduklarına eminim.

Keyif alınma adına yapılan bir futbol müsabakasının bile nasıl sonuçlandığına tanıklık edecek insanlar vardır.

Ya da “ya kazanılır ya da kaybedilir” bir siyasi seçimin sonunda olmadık kavgalar-entrikalar yaşanabiliyor.

Duygusal ilişkilerde bile “ya benimsin ya toprağın” gibi iğrenç bir ruh hali vardı.

Tabi Ortadoğu dediğim coğrafik değil, ‘kafa yapısı’ anlamında diyorum.

Hah şimdi bu saydıklarımızın yaşandığı coğrafyalarda ‘Demokrasiyi’ arayalım.

Yetmedi bu kafada yaşayan insanların hayatlarına, bu güzelim ‘demokrasiyi’ nakşedelim.

Çok zor çok.

Şimdi hak verdiniz mi ‘samanlıkta iğne arama’ başlığına?